29 Ekim 2017 Pazar


Vatan Aşkına

Vatan deyince sonsuz bir sızıyla yanarım. Vatan deyince sol yanımda değildir canım. Bir tanımla daraltılamaz ki toprağım. Yücelerden yücedir başımdaki sevdası. Buram buram tarih kokar toprağı. Verimlidir yurdum; bire bincesine yetişir yiğidi. Boşa değildir akan kanlar. Destanlar, boşa değildir. Dili, dini ayrı ama geçmişi birdir vatanseverlerin.

Anaların bağrı cephelerce yandı ve yanmakta? Neden? Çünkü burada vatan aşkıyla destanı masal, büyür çocuklar. Severler topraklarını ve üstünde dalgalanan şanlı bayrağı.

Güneşli günlere uyandıran beni, bu bayraktır aydınlık. Altına sığınırım, yorganım odur. Benim koruduğum gibi korur beni, bizi. Gölgesi gölgem, Ayyıldız’ı göğüm.

Göğüme, gözüme göz dikenleri boğar aydınlığım, vatan sevgim. Milletim, vatanım yekvücuttur.  Bölünmez bir bütündür. Nesilden nesile aktarılan bir fenerdir vatan. Ateşi hep tüter ocağın. Baki kılmak ve bir olmaktır amaç. Aynı geleceğe yürür bu toprağın neferleri…

Bu toprak baki, bu toprak yüce; çünkü bu toprakta yetişir vatanını seven çocuk ve vatanı için ölen yiğit… Tükenmez arkadaşlar, Mustafa Kemaller tükenmez. Tükenmez Hasan Tahsinler, Nene Hatunlar, Seyit Onbaşılar ve Ömer Halisler tükenmez… Cumhuriyetle, hürriyetle, aşkla ve canla…

Ellerimiz, dillerimiz kenetlenir aynı duyguyla, aynı aşkla. O vatan ki her damla kanı mübarektir bayrağımın. Ayyıldız’ı şahit tutmuştur yaradan, kulun toprağa sevdasından. Aynı göğün altında fikri farklı, inanışı farklı olsa da bir atar kalbi.. Ata yadigarı, Ata yurdu terk olur mu hele sevmemek olur mu? Mirastır, namustur, can’ın yongasıdır. Bağrında uyuduğum anadır vatanım…

Geceyi boğar aydınlığım; ben Cumhuriyet kadınıyım. Mavi gözlerden ışığım, damarlarımda özgür kanım. Ben bir vatan aşığıyım.

27 Ekim 2017 Cuma

ben

hayatın bekleme salonundayım

korunaksız koridorlar

uzanıyor önümde

bana dair her şey bekliyor

gözlerim ilerlemez olan saatte

ayak izlerim silinmek üzere

23 Ekim 2017 Pazartesi


Gök Gözlü Adam


Davetkar bakışların vardı senin. Yeni dünyaların kapılarını aralayan gözlerle baktın… Düşlerin ellerimden tuttu. İçerideydim. Türküler eşlik etti bize. Senin hikayelerin gizliydi ezgilerde ve benim. Sesime gölgesi düştü sesinin…

İniş çıkışlı yollara girdi sedalar. Titrektim, belki ürkek. Derinlerde küçük, ürkek bir kız çocuğu gizledim, cesur benin ardına. Sen, onu görmeliydin. Beni tanımıyorsun diye yinelerken kendini, tanıdım seni…

Sendin mavilikler ardına gizlenen, Gök Gözlü Adam. Ellerim ellerine değiyor. Kilim desenli masada kayboluyorum. Çayına şeker olmak isterken devriliyorum… Islak örtüde geziniyor, çayından bir yudum alıyorum…

Kadınlar, kadınlar… Ne de çoklar. Yüzlerini kestirebiliyorum sadece. Sözler, savaşlar hep aynı. Bana biraz uzak; senden yana biraz yakın… Başka vücutlar ve başka hayatlar giriyor aramıza. Sevgililer çuvalını boşaltıyoruz masaya. Yitik sevdalarsa, başucumuzda…

Nasıl da tanıyorlar birbirlerini? Aldanmışlıklarından belki. Beni tanımıyor ve hissetmiyorsun kalbimi. Sen görmeden dokunuşlarım oluyor sana. Başını eğdiğin anları kaçırmıyorum. Saçların avuçlarımda… Manikdepresif duruşların alıyor yerini. Zihninin yoğunluğu büyüyor saç diplerinde. Sıkı mı sıkı araları…

Bana şahitlik et istiyorum ve yaşamıma. Gidişlerini izliyorum. Sana, düşlerine değdiğim yerlerde alıyorum soluğu. Parmak uçlarını geziniyorum boş masalarda… Gözlerim el yordamı aramada. Karşıma koyuyorum seni. Kısık gözlerle gülüyorsun. Gökyüzünün maviliği değil, sende saklı duran. Yufka yürekli bulutlar gizli göz bebeklerinin ardında…

Burnumdaki tik artık senin. Dumanlı başıma geri üfledin bulutlarımı. Martı sesleri eşlik ediyor sesime. Charlie Chaplin göz kırpıyor duvardan, haydi söyle diye… Siyah beyaz bir film şeridi düşüyor düşüncelerime. Hayat bir oyun ve ben sahneden kolay kolay inmeyen bir oyuncu. Kamera, sende…

Yağmur bulutlarını çekiyorum üzerime. Damlalarla dans ediyorum… Ayrılık türküleri çalıyor usul usul. Kestik diyorsun, kestik... Duymuyorum. Kime ve hatta sana ne? Bu, benim oyunum. Yağmura doyuyor ayaklarım. Göz pınarlarım eşikte bekliyor. Yağmura ayna tutuyorum…

Elimde nice hayatlar can çekişiyor. Ben, can çekişiyorum… Çekim açılarını alıp gitmek istiyorsun benden. Kimler çıkmadı ki kadrajından. Zihnine hapsettin sadece. Israrla girmiyorum çerçevene, bir gün beni de kovarsın diye…

9 Ekim 2017 Pazartesi

leyla

zaman ayarımız yok

çoğu kez

senli benli zamanlarsa

zerdüş alabildiğine düş

düşme kalk diyorsun

ama

kaldıran sen ol

bense düş