Öğretmenim
Canım Benim
Okul sıralarına veda edeli çok oldu. İstemeye istemeye
büyüdük, yerimizi yeni çocuklar, yeni öğrenciler aldı. Sıralar doldu ve
boşaldı. Ne haylazdık kim bilir, yerinde durmaz, yaramaz. Kimimiz çok çalıştı
belki, gözde olmak ama ille de sınıfın en kıymetlisinin, öğretmeninin, gözüne
girmek için çalıştı…
Aferinler,
yıldızlı pekiyiler süslesin istedi belki defterlerini. Defterlerinin bir köşesi
yıldızlı bir köşesi ataçlı öğrencilerdendim ben de. E öğretmenim, canım benim
öyle severdi. Ben de onu severdim, kızdığında üzülürdüm. Hele görmese parmak
kaldırdığımı, içim acırdı. Sıraların arasında dolanarak ders anlatırdı. Biz kollarımızla
çiçek olmuş, gözler tahtadan yana kulaklar öğretmenimizde, dinlerdik. Ben bir
türlü o çiçeklerden olamaz gerekli gereksiz sorular sorardım…
Sevgili öğretmenim Mustafa Dize, kim bilir nerededir
şimdi, yıllar oldu görmeyeli. Sıraların arasında dolanarak ders anlatırken
bilirdi sabırsızlığımı, çiçeklere dahil olamayacağımı. Soru sormak için arkamı
döndüğümde bulamazdım onu. Her seferinde saklanır, sonra birden arkamda
beliriverirdi, gülen gözlerle. Herkes çok sever ve sayardı, onu. O her şeyi
bilir derdik aramızda konuşurken. Tabi ki aramızda konuşmak yasaktı,
yaramazlıktı...
Geçmişimiz her geçen gün uzaklaşıyor bizden hocam, büyüyoruz.
Aramızda da konuşmaz olduk. Sanki unutur da olduk bildiklerimizi,
öğrettiklerinizi. Sesiniz uzakta da olsa kulağımda hala. İyi ki vardınız
hayatımda. İyi ki dokundunuz öğretilerinizle dünyama. Şimdi bir yerlerde başka
başka çocuklar büyütüyor olmalısınız; öğrenmenin sonu yok ki öğretmenin olsun. Öğretmenim
Canım Benim, Öğretmenler Günün Kutlu Olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder