Bir
Blog Da Benden
Çocukluğumun ağaç dallarında düşlerken geleceği,
sorardım kendime:”en iyi yapabildiğin şey ne?”… Anılar biriktikçe yonttum
kurşun kalemimi. Notlar düştüm sonra, karga burga yazılar, geceye söylenmiş
sözler…
Yıllar yılları kovalayıp da kendini arayan beni
Akdeniz’in koynunda bir iletişim fakültesine taşıyınca, karar verdim metin
yazarı olmaya. Zamana söyleyeceklerim vardı benim de. Kimi kez bir şiir kimi
kez bir hikaye kimi kezse yazıp yönettiğim kısacık bir filmdi sözlerim. Bir
amacı olmalıydı adımlarımın; gelişi güzel yaşamak hayatı, bana göre değildi.
Ben de herkes gibi bana sunulan hayatı yaşayıp gidecektim bir gün sonsuzluğa
ama yok olmadan, iz bırakarak. Bazen yersiz ve fazlaca cesur oldu tümcelerim;
sözlerimi sevdim ben. Kelimelerle oynadım, oynarım da hala. Severim onları…
Neyi sevsem tutkuyla aşkla , bağlandım. Bir
adam sevdim, evlendim. Çocuklarım oldu, bağlandım. Kendimle kalınca okudum,
yazdım. Yastık altı oldu şiirlerim, biriktirdim. Kurşun kalem kullanmayalı çok
oldu, zamanla bir yarışa tutuştum. Çocuklarım gibi sevdim, sakındım herkesten
şiirlerimi. Geceleri besledim, büyüttüm onları da. Bir gün kitaplar yazacağım
dediysem de olmadı, olduramadım, deftere yazdım veresiye. Yarına kalmak
gayesiyle yazarken berisinde kaldım zamanın ve bir hayli gerisinde…
Sonra gördüm ki anılarımız Facebook’da saklıymış, günlük
hikayelerimiz ise İnstagram’da. Olur da bir şey düşüverse aklımıza neydi diye,
Google Amca(hep bir erkek olarak düşünülür, bilgelik yakıştırılmaz kadına)
yetişirmiş imdada. Evimin Windows’u yeterince açılamamış meğer dünyaya…
Kütüphanede kimler yaşar, kitap nasıl kokar, e kimi kimden ayırabilir ki bir ayraç?... Peki
ya işaret parmağı mıydı o ıslatılan?... Parmak uçlarımızla yaşar olmuşuz
hayatı. Sevince tek tuşla gülücükler saçmışız ve de ilanı aşklar. Kızınca tek
tuşla çıkarmışız hayatımızdan. Adres sormak için bile girmez olmuşuz mahalle
bakkalına. Uydudaki büyük göz arşınlamıyor mu dünyayı bizim yerimize. Ne gerek
var gidip görmeye, ilişki durumumuz bile sanal alemde…
Bunlar olup biterken ve de zamanın çarkları işlerken
ileriye, gerisinde kalmamak, yarınlarda var olmak adına, eşin dostun da
ısrarıyla(her işimiz öyle olmaz mı, ite kaka zorlamayla?) bir blogda topluyorum
şimdilerde yazılarımı, şiirlerimi ve de öykülerimi… Kolayına değilse de ucuzuna
kaçtım gibi. Koca parasıyla kitap çıkarmak harcım da değil hani. Hep olmasını hayal ettiğim kitabımın taslağı bu
paylaşımlar. Benden bir anı dünyaya şiirlerim, öykülerim, sözlerim. Olur da
merak ederseniz bu kız ne diyor, nasıl anlatıyor meramını diye, sorun Google Amca’
ya söylesin adresimi. Ben hep evdeyim sizi de bir gün bekler yorumlarınızı
dinlerim: sibelgoydag.blogspot.com.tr…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder